Call of Duty Üzerinden Tarihsel Revizyonizm ve Propaganda
ABD'nin en başarılı video oyun serisi olan Call of Duty, Guinness Dünya Rekorları tarafından en çok satan birinci şahıs nişancı oyunu serisi olarak tanımlanıyor. 2003'te çıkışından bu yana toplam 24 ana oyuna sahip olan seri, 30 milyar dolardan fazla geliriyle dünyada Mario serisinden sonra en çok satan oyun serisi konumunda.
Amerikan ordusuyla sıkı ilişkileri, ordunun politikaları doğrultusunda algı yönetimi ve bazı önemli tarihsel olayların ABD yararına yanlış yansıtılması gibi nedenlerle eleştirilen Call of Duty serisi, ABD’nin eğlence sektörünü nasıl güçlü bir propaganda aracı haline getirdiğinin önemli bir örneğini teşkil ediyor.
Propaganda Aracı Olarak Sinema
Sinemanın propaganda gücünü keşfetmek liderler için uzun sürmemiştir. 1915 yapımı ırkçı propaganda filmi Bir Ulusun Doğuşu, ABD’de beyaz üstünlükçü örgüt Klu Klux Klan’ın canlanmasına neden olmuş, gişe rekorları kırıp Beyaz Saray’da gösterimi yapılmıştı. 1925’teki Sovyet yapımı Potemkin Zırhlısı, Ekim Devrimi’nin etkileyici bir propagandasıydı. 1935’te çekilen ünlü Nazi filmi İradenin Zaferi ise Hitler’i bir tanrı gibi yücelterek dönemin Almanya’sını görkemli bir şekilde tasvir etmişti. I. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin Savaş Bilgi Ofisi (OWI), savaş propagandası yapmak için etkili filmler üretti. Soğuk Savaş döneminde ise sinema, ABD ve SSCB arasında ideolojik bir propaganda savaşına dönüştü. Lenin ve Stalin sinemayı ideolojilerini yüceltmek için kullandı. Vietnam Savaşı sonrası asker bulmakta zorlanan Deniz Kuvvetleri, 1986 yapımı Top Gun filmi için danışmanlık sunarak orduyu olumlu şekilde tanıttı ve filmden etkilenenleri askere almak amacıyla sinema salonlarında yazılma büroları açtı. Dönemin en etkili orduya çekme stratejisi filmler olarak belirlenmişti. Pentagon’dan destek alan Son Hücum (1962) ve Black Hawk Down (2001) gibi belirgin propaganda filmlerinin yanı sıra, Transformers ve Marvel serisi gibi ordunun desteğiyle çekilmiş ancak propaganda yönü daha az belirgin birçok ünlü film de vardır. Bu tür filmler, Amerikan ideallerini dünya çapında yaymak amacıyla propaganda öğeleri taşır.
Video Oyunları ve Ordu İlişkisi
1970’lerde ünlenmeye başlayan video oyunları, bir hikayeyi sinema aracılığıyla deneyimletmenin ötesinde, oyuncunun hikayeyi yaşamasını ve hikaye içinde etki sahibi olmasını sağlar. Günümüzde oyun sektörü, milyarlarca dolarlık teknoloji yatırımlarıyla hızla büyüyerek, küresel ölçekte büyük bir ekonomik güce dönüştü. 2022 yılında oyun endüstrisinin küresel geliri, müzik ve film endüstrilerinin toplam gelirinden üç buçuk kat daha fazlaydı. 2028'de ise oyun sektörünün piyasa değerinin 300 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Video oyunları bu denli global güce sahipken, sinemada olduğu gibi bir propoganda aracı olarak kullanılmaları kaçınılmaz.
Bu özellikleriyle oyun sektörü, FPS (birinci şahıs nişancı) oyunlar ile ordunun genç nesile hitap etmek için önemli bir aracı olmuştur. 2002’de çıkan America’s Army serisi gençleri orduya çekmek için Amerikan Ordusu tarafından hazırlanmış bir FPS oyundur. Oyun ücretsiz olmasıyla 18-24 yaş demografiğine etki ederek büyük bir başarı elde etmiş ve 2000’lerin en başarılı askere alım stratejisi olarak nitelendirilmiştir. MIT araştırmacılarının yaptığı bir çalışmaya göre, 16 ile 24 yaş arasındaki Amerikalıların %30'u, bu oyun sayesinde Amerikan ordusu hakkında daha olumlu hislere sahip oldu. 2010’lara gelindiğinde popülerliğini yitirmeye başlayan oyun, diğer video oyunlarının gölgesinde kalarak 2022’de tamamen sona erdi. Ancak, oyunun başarısı, ordu ile video oyun sektörü arasındaki ilişkinin dönüm noktası oldu.
2018’de Amerikan Ordusu, genç nesillere ulaşmak ve onları orduya katılmaya teşvik etmek amacıyla büyük yatırımlar yaparak bir e-spor takımı kurdu. Twitch üzerinden düzenlenen turnuvalarda genç oyuncularla Call of Duty, Battlefield gibi oyunlar oynayarak iletişim kuruluyor ve askerlik hakkında bilgi veriliyor. Ordu, siyahi, hispanik ve kadın oyunculara hitap etmek için Call of Duty yayıncılarına milyonlarca dolar sponsorluk ödemeleri yapmayı ve e-spor turnuvalarına katılmayı planladı, ancak Call of Duty’nin yapımcı şirketi Activision’a yönelik taciz suçlamaları nedeniyle bu plan askıya alındı. Bu durumlar, Call of Duty ile ordu arasındaki ilişkinin insanları askere teşvik etme motivasyonuna sahip olduğunu gösteriyor.
Call of Duty ve Tarihin Yeniden Yazımı
Call of Duty serisi, üç ana konsepte ayrılabilir: 2003’te başlayan ilk oyunlar, 2. Dünya Savaşı'ndaki çatışmaları konu alır. Black Ops serisi, Soğuk Savaş döneminde Amerikan ordusunun istihbarat faaliyetlerini ve jeopolitik çatışmaları ele alır. Modern Warfare serisi ise Amerikan ordusunun Orta Doğu’da terörle mücadelesini merkeze alır.
2. Dünya Savaşı’na odaklanan oyunlarda propaganda öğeleri daha az hissedilir, çünkü Nazi karşıtlığı evrensel bir gerçekliktir ve Naziler oyuncuların kolayca benimseyebileceği bir düşman figürüdür. Bunun aksine, Soğuk Savaş ve Bush’un Orta Doğu’daki terörle mücadele politikaları, ahlaki olarak daha karmaşık bir alanda konumlanır. Amerikan ordusunun kahraman figürleri olarak sunulabilmesi için daha derinlemesine gizlenmiş araçlara ihtiyaç vardır. Bu, genellikle oyuncunun kendini yakın hissedebileceği cesur ve erdemli Amerikan karakterleri aracılığıyla, gerçek olaylara yönelik siyasi alegoriler ve tek taraflı basitleştirmelerle aktarılır.
Black Ops Serisi
Black Ops 1'de ana karakter Alex Mason, cesur ve iyi bir Amerikan askeridir. Sovyetler tarafından psikolojik işkenceye ve beyin yıkama deneylerine maruz kalan Mason, Sovyet antagonist Dragovich’in Nova 6 adlı biyolojik silahını öğrenir. Bu silah, Nazilerden çalınmıştır ve milyonlarca Amerikan vatandaşını öldürmek için kullanılacaktır. Kamptan kaçıp ABD’ye dönen Mason, Vietnam’da görev yapar. Oyunun ilerleyen bölümlerinde Sovyetlerin Mason’ın beynini yeniden programladığı, ABD’ye 'uyuyan ajanlar' yerleştirildiği ortaya çıkar. Black Ops 2’de Nikaragarualı ABD düşmanı Raul Menendez adlı terörist, yıllar içerisinde küresel çapta elektromanyetik saldırılar düzenleyerek dünyanın askeri yapısını çökertir. ABD'nin dolaylı olarak desteklediği Angola İç Savaşı, Nikaragua’da komünist karşıtı örgütlere yapılan yardımlar ve Afganistan mücahit savaşı da oyunda Amerikan perspektifinden verilir. Menendez ABD’ nin desteklediği mücahitleri radikalleştirerek ABD’ye düşman eder ve kırk yıl boyunca ABD hegemonyasını bitirmek için nükleer savaş çıkarmaya, dünya huzurunu bozmaya çalışır. Black Ops: Cold War oyununda ise Perseus, Avrupa'ya nükleer saldırılar düzenleyerek suçu ABD'ye atmayı planlayan, yüzü görünmeyen bir Sovyet ajan grubudur. Oyunun kötü sonunda, ana karakter ABD ordusuna ihanet eder ve Perseus ile işbirliği yaparak Avrupa’yı nükleer bombalarla yok eder. Perseus, gerçekte Manhattan Projesine sızdığı düşünülen ve kimliği tespit edilemeyen bir Sovyet ajanının kod adıdır. Oyunun kampanyasında Soğuk Savaş döneminde ABD’de komünizm tehditi algısını güçlendirmesiyle bilinen ve antikomünist söylemleri abartılı bulunduğu için tartışmalı bir figür olan Yuri Bezmenov’un konuşmaları kullanılmıştır. Oyunun kampanya sloganı, ‘’Tarihini bilmeyen onu tekrarlamaya mahkumdur’ şeklindedir.
Gerçeklikte, ABD'nin Afganistan, Angola ve Nikaragua'daki Sovyet karşıtı gruplara verdiği desteklerin karmaşık sonuçları olmuştur. Örneğin, oyunda da karakteri kullanılan ABD Başkanı Ronald Reagan, ABD Kongre yasağını aşarak Nikaragua’daki diktatör yanlısı anti-komünist gruplara destek vermiş ve bu, ülkenin yıllarca iç savaş yaşamasına yol açmıştır. Angola'da ise ABD desteği, uzun süren iç savaş ve istikrarsızlık sonuçlanmıştır. Oyun bu savaşları işlerken, sebep oldukları milyonlarca sivilin can kaybı ve ülkelerin uzun yıllar kurtulamadığı siyasi iktidarsızlık gibi sonuçları hikayeye dahil etmemektedir. Ayrıca seri, Nikaragua'daki anti-komünist birlikleri desteklemek için İran-Kontra skandalında önemli bir rol oynayan Albay Oliver North'un danışmanlığını almış ve onu yan karakter olarak oyuna dahil etmiştir. Black Ops serisi, Soğuk Savaş dönemindeki karmaşık temaları, Sovyetleri karikatürize ederek ve oyundaki anti-kapitalist figürleri akıl sağlığını yitirmiş kişiler olarak tasvir ederek, ABD’nin Soğuk Savaş’taki eylemlerini yüzeysel bir bakış açısıyla sunar. Oyunda, her zaman yüzleri görünmeyen ve yok edilemeyen düşmanlar vardır; ABD sürekli olarak bu tehditlere karşı hazırlıklı olmalıdır.
Soğuk Savaş sona erdiği için, Black Ops serisi kendini aklayabilecek bir konumda bulunurken, Modern Warfare serisi güncel ABD dış politikasını ele alır ve revize eder. ABD’nin terör ile savaşında Orta Doğu’da gerçekleştirdiği büyük çaplı operasyonlara kurgusal ABD kahramanlarının gözüyle bakan seri, bazı tarihsel olaylar hakkında direktif yalanlar barındırır.
Alegori ve Propaganda : Modern Warfare
Call of Duty Modern Warfare, 2007 yılında büyük bir ilgiyle karşılandı ve eleştirmenlerden tam not aldı. Oyunun çıktığı yılda Amerikan orduları Irak’ta askeri müdahalelere devam etmekteydi ve Amerikan toplumu Irak Savaşı’nın önemini sorgulamaya ve şavaşa karşı negatif tutum almaya başlamıştı. Globalleşen dünya, ABD’nin Bush önderliğindeki teröre karşı savaşında birçok askeri müdahaleyle birlikte yeni bir savaş dönemine şahit oluyordu. Alegoriler aracılığıyla Orta Doğu'da terörle mücadeleyi işleyen Call of Duty, Amerikan ordusu ve istihbaratına yeni bir imaj sundu: Zor düşmanlara karşı, zor kararlar alması gereken cesur kahramanlar.
Birbirinin devamı olan üç Modern Warfare oyunu vardır ve oyunlar ultra nasyonalist Arap ve Rus güçlere karşı Amerikan ordusunun verdiği terör savaşını konu alır. Serinin 2007’de çıkan ilk oyununda Amerikan askerleri Orta Doğu’da ultra-nasyonalist Ruslar tarafından desteklenen bir diktatörü devirmek için, Irak ve Suriye’ye benzerlik gösteren Urzikstan adlı hayali Orta Doğu ülkesine giderler. Adı Al Assad olan diktatör, Saddam Hüseyin’le paralellik gösterir ve elinde Rusya desteğiyle aldığı kitlesel imha silahları barındırır. Bunun üzerine ABD bölgeye askeri müdahale düzenler, Al Assad’ın başkanlık sarayını hedef alan saldırı sonucu bir nükleer cihaz patlar ve binlerce Amerikan askerinin ve sivilin ölümüne sebep olur. Al Assad’ın, Rus ultra-nasyonalist Imran Zakhaev’in kontrolünde olduğu ortaya çıkar. Zakhaev, 40 milyondan fazla insanı öldürme potansiyeline sahip balistik füzeler fırlatırken, ABD ordusu füzeleri imha eder ve Zakhaev’i öldürür.
Gerçeklikte, alegorisi yapılan Saddam Hüseyin’in kitlesel imha silahları, iddia edilenin aksine bulunmamıştır. ABD müdahalesi sonrası ağır kayıplar yaşayan Irak'ı düşününce, oyunda Saddam'a paralellik gösteren bir figürün kitle imha silahlarıyla binlerce kişiyi öldürmesi problematiktir. Amerikan halkının, özellikle o dönemde Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya duyduğu yabancılığı göz önünde bulundurursak; Afganistan, Irak, Suriye ve Libya gibi ülkelerde yaşananları ve ABD müdahalelerini Urzikistan adında hayali bir Orta Doğu ülkesini kullanarak ABD kahramanları perspektifinden anlatmak bir stratejidir.
Serinin ikinci oyununda, Call of Duty'nin en radikal kötü karakteri olan Rus ultra-nasyonalist Makarov tanıtılır. Makarov, Avrupa’yı ve ABD’yi yeni bir dünya savaşı çıkarıp yerle bir ederek Rusya’nın dünya üzerinde tam hakimiyet kurmasını hedefler. Liderliğinde, ilk önce Londra’da bir terör saldırısı gerçekleştirilir; oyunda masum sivillerin ve ailelerin katledilmesine bir asker olarak tanıklık ederiz. Oyunun No Russian adlı ünlü bölümünde ise Makarov, bir terör eylemiyle Üçüncü Dünya Savaşı’nı başlatır.
No Russian, Teröristler ve Rusfobi
Oyunun bu görevinde, Makarov ve ekibine sızan bir CIA ajanını oynarız. Makarov’un liderliğindeki ekip, Rusya’daki bir havaalanına Amerikalı gibi davranarak taramalı silahlarla bir terör saldırısı düzenler. Havaalanında yüzlerce sivilin öldüğü görevin sonunda Makarov, karakterimizi öldürüp suçu Amerika’ya yıkar.
Bölüme olan eleştirilerin nedeni, birincisi çok rahatsız edici bir deneyim olmasıdır, ikincisi gerçek bir milletin bu kadar ünlü bir seride şeytanileştirilmesinin problematik doğasıdır. Oyunun çoğu bölümünde Ruslar kötülükten başka motivasyonları olmayan, sivil düşmanı karakterlerdir ve bu bölümde amaçlanan etki Rus teröristler üzerinden oyuncuda büyük bir rahatsızlık yaratmaktır. Oyun çıktıktan sonra Rus halkı, No Russian bölümündeki şeytanileştirilmiş tasvirlerden dolayı rahatsız oldu ve oyuncular Metacritic’te oyunun puanına sıfır vererek ciddi derecede düşürdü. İlk çıktığı zaman bölüm birçok Rus haber kanalında tartışıldı ve Rusya Kültür Bakanlığı tarafından "korkunç ve uygunsuz" olarak nitelendirildi. Ayrıca, No Russian bazı gerçek terör eylemlerine de ilham oldu. 2013’te, Oregon’da bir öğrenci, "No Russian"ın şarkısını çalarak okula saldırmayı planladığı için gözaltına alındı. 2011’de 77 kişinin öldüğü ve 242 kişinin yaralandığı Norveç saldırılarının faili Anders Behring Breivik, Modern Warfare 2’yi kendisinin eğitim simülasyonu olarak tanımladı. Yani, bölüm halkta teröre karşı korkuyu tetiklemeyi amaçlarken aynı zamanda teröre eğilim gösteren insanlara teşvik niteliği taşıdı.
2019 Modern Warfare ve Savaş Aklaması
2019 Modern Warfare, 2007’deki ilk oyunun geliştirilmiş ve yenilenmiş halidir. Çıktığı yıl serinin en çok satan ve beğenilen oyunlarından biri olmuştur. İlk oyunda olduğu gibi sempatik, cesur ve fedakar Captain Price, Soap, Ghost Riley gibi ikonik karakterlerden oluşan bir askeri ekip yer almaktadır. Urzikistan’da Rusya destekli İslami terör örgütü Al Qatala adlı grup, sivillere yönelik büyük saldırılar gerçekleştirir ve ABD Al Qatala’dan sivilleri korumak için operasyonlar düzenler. Oyunun bir bölümünde, Urzikistan’da Rusların sivillere karşı işlediği savaş suçlarını, kurbanın gözünden deneyimleriz. Amerikalı askerlerle Urzikistan’ın bağımsızlığı için işbirliği yapacak olan Farah karakterinin çocukluğu oynanır. Farah’ın ailesi, karikatürize edilmiş şekilde kötü gösterilen Rus askerleri tarafından öldürülür. ABD karşıtı tüm Arap karakterlerin karikatürize teröristler olarak sunulduğu oyunda, ABD müttefiki Farah, Al Qatala ve Rus güçlere karşı ülkesini bağımsızlaştırmak için savaşan, cesur ve iyi bir karakter olarak öne çıkar. Farah karakterinin, özellikle IŞİD’e karşı savaşan YPG’li kadınlardan ilham alınarak tasarlanmış olması, oyun Türkiye’de çıktığında tartışmalara yol açmıştır. Oyuncuyu hep olası bir terör saldırısının dehşetiyle yüzleştirmeyi amaçlayan oyunda, Ruslar ve Al-Qatala adlı Arap terör örgütünün ABD, Fransa ve İngiltere’de sivillere kimyasal silah kullanmasından, savaşta Washington DC’ye nükleer bomba atılmasına kadar giderek artan bir gerilim mevcuttur. Seri ABD'nin terörle savaşını ‘doğru bir şekilde yansıtabilmek’ amacıyla Amerikan Savunma Bakanlığı ile işbirliği yaparak ordudan birçok danışmanlık almıştır.
Call of Duty serisinde, askerlerin bilgi edinmek için düşmanlara ve teröristlere fiziksel ve psikolojik işkence uyguladığı pek çok görev bulunur. Özellikle Modern Warfare serisinde, fiziksel ve psikolojik işkence genellikle tek etkili bilgi alma yöntemi olarak sunulur. İşkence yapılmadığında, oyunda görev başarısız olur. Gerçekte işkencenin iyi bir bilgi alma metodu olması doğru değildir. Birçok nörobilimci ve psikolog, insan beyninin aşırı stres, acı, uyku yoksunluğu, aşırı sıcak veya soğuk gibi ekstrem koşullarda sağlıklı bir şekilde doğru bilgi veremeyeceğini vurgulamaktadır. Uzmanlara göre, işkence zorla bilgi üretebilir, ancak bu bilgi güvenilir değildir. ABD'nin terörle mücadele döneminde açılan gizli işkence kamplarında (örneğin Ebu Gureyb), şüphelilere karşı uygulanan işkence skandalları, teröristlere uygulanan yüzlerce kez waterboarding (suda boğma )işkencesi gibi uygulamalar, bu kişilerin akli dengelerini yitirmesiyle sonuçlanmıştır. Oyunlarda işkence metodunun bilgi almak için zorunlu ve yapılması gereken bir görev olarak sunulması, orduyu ahlaki açıdan aklamanın çabasıdır.
Propagandanın Uç Noktası: Highway To Death
Call of Duty serisinin propoganda açısından en çok eleştirilen bölümü Highway To Death’dir. Gerçek hayatta, Ölüm Otoyolu operasyonu Amerikan liderliğindeki bir koalisyonun Körfez Savaşı sırasında yenilen Iraklı askerlerini ve Kuveytli sivil konvoylarını otobanda hava saldırılarıyla bombardımanlaması sonucu yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan Amerika’nın işlediği bir savaş suçudur. Oyunda, gerçekte olan "Ölüm Otoyolu" ifadesi ve bölgenin tasviri aynıdır. Ancak, Call of Duty evreninde bu savaş suçunu Amerikanlar değil Rus askerleri işler. Böylelikle 2019’da çıkan Modern Warfare’de, Amerika’nın işlediği bir savaş suçu resmen Ruslara mal edilmiştir. Ölüm Otoyolu, Körfez Savaşının en akılda kalan anlarından biriydi; askerlerin umursamazlığı nedeniyle yüzlerce insanın hayatını kaybetmesi büyük bir tartışma yaratmıştı. Call of Duty gibi küresel etkisi büyük bir oyun üzerinden bir savaş suçunun manipüle edilmeye çalışılması, serinin motivasyonlarını daha da belirgin hale getiriyor.
Oyuna Karşı Gerekli Tutumlar
Call of Duty gibi yüksek teknolojilerle geliştirilen, yenilikçi ve eğlenceli oyun serilerinin, içerdiği propaganda unsurlarını göz ardı etmemek önemlidir. Araştırmamı yaparken, Call of Duty'yi eleştiren bir analiz videosuna teşekkür amacıyla video çeken Amerikalı bir gencin videosuna rastladım. Videoda, 2003'te Irak'ta ABD ordusunun zayıflatılmış uranyum mermileri kullanması sonucu ailesinin uranyum zehirlenmesi yaşadığını, ve kendisinin de bu sebeple acı verici genetik bir bozuklukla doğduğunu anlatan genç, "Medyada kendimi göremiyorum, dünyanın Amerikan ordusunu iyi insanlar olarak görmesi beni çok yalnız hissettiriyor" diyerek ağlıyordu. 2000’lerde ABD Ordusunun Irak’ta uranyum silahı kullanımından dolayı, birçok Iraklı bebeğin de genetik bozuklukla doğduğunu biliyoruz. Bu videoyu izledikten sonra ağır bedelleri olmuş savaşları temsil eden medyalarda savaşın kurbanlarının yanlış temsilinin, insanlar için ne kadar yalnızlaştırıcı olabileceğini daha iyi anladım. Sadece savaş değil, medyada yer alan karakterler insanların kendi kimliklerini nasıl algıladıklarını etkiliyor. Oyunları oynarken yapımcıların motivasyonlarını sorgulamak ve eleştiriye açık tutmak, uzun yıllar devleşmeye devam edecek oyun sektöründe söz sahibi olabilmemiz için geliştirmemiz gereken önemli bir farkındalık olacak.
REFERANSLAR
Comments