top of page
49w-white-png.png
Yazarın fotoğrafıSerhat Onur Çobanbeyli

Olimpiyatın Yeşiline Bak!


2024 Paris Olimpiyat Oyunları Çevre İklim Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik Uygulamaları


Ardımızda bıraktığımız 2024 Paris Olimpiyat Oyunları; açılış seremonisinden, sözde trans sporcu tartışmalarına, olimpiyat köyündeki yemeklerden, Sen Nehri’nin temizliğine, iki haftada paslanan madalyalardan, evsizlerin zorla şehrin dışına çıkarılmasına kadar adından birçok konuda söz ettirdi. Ancak bu süreçte olimpiyatların pek de konuşulmayan belki de konuşulmak istenmeyen bir yanı vardı: Olimpiyatların çevresel maliyeti!


Durum ilk başta böyle değildi. 2017’de 131. IOC oturumunda olimpiyat oyunlarının Paris’te gerçekleşeceği açıklandığında hem olimpiyat komitesi hem de Paris Belediyesi, oyunların bu zamana kadarki en yeşil olimpiyat olacağı vaadini vermişti. 2021’de yayınlanan “Olimpik Ajanda 2020+5” isimli rehber, oldukça hırslı ve ümit vaat eden politikalar içeriyordu. Ajandada, Paris olimpiyatlarının ilk “iklim pozitif” olimpiyat olacağı açıklanmış, organizasyon komitesi tarafından uzun bir süre bu konunun reklamı yapılmıştı. Ajanda; daha sorumlu, daha sürdürülebilir ve daha kapsayıcı bir etkinlik sözü veriyordu ve daha da önemlisi etkinlik tarafından üretilenden daha fazla sera gazı emisyonunu telafi ederek (offsetting) karbon nötrlüğünden daha ileriye gitme hedefi koyuyordu. Ayrıca bu hedefi, “greenwashing” abidesi olan 2022 Katar Dünya Kupası gibi soyut söylemlerle değil, 2012 Londra Olimpiyatlarında salınan 3.2 milyon ton CO2 eşdeğeri sera gazını yarıya indirerek 1.58 milyon ton ile sınırlandırmak gibi sayısallaştırılmış ve ölçülebilir bir hedefle gerçekleştirmeyi planlıyordu. Her ne kadar süreç içerisinde bu hedef, önce Rio ve Londra olimpiyatlarının ortalamasının yarısı olarak revize edilerek kolaylaştırılıp ardından da bu sayısal hedef tamamen terk edilip “yeşil olimpiyat”, “sürdürülebilir oyunlar” gibi soyut ifadeler kullanılmaya başlansa da bu hedefin belirlenmiş olması bile bu tip organizasyonların sürdürülebilirliği için önemli bir adımdı.  Ama süreç içerisinde bu ölçülebilir hedeften vazgeçmek, Olimpiyat Komitesinin ilk hatası oldu.


Lakin Olimpiyat Komitesi’nin sürdürülebilirlik alanında tamamen sınıfta kaldığını söylemek haksızlık olur. Olimpiyatlar için kullanılan tesislerin %95'i ya mevcut altyapılardan ya da geçici yapılardan oluştu. Oyunlar için yalnızca iki kalıcı spor tesisi sıfırdan inşa edildi: Olimpik yüzme havuzu, ritmik jimnastik ve badminton arenası. Paris’in kenar mahallelerinden Saint-Denis’te bulunan havuzun çatısı tamamen güneş panelleri ile kaplanırken izleyici koltuklarının tamamı da geri dönüştürülmüş plastikten imal edildi. Ayrıca bu havuzun, oyunlardan sonra mahallelinin kullanımına uygun tasarlandığı belirtildi.


2024 Paris Olimpiyat Oyunları Çevre İklim Sürdürülebilirlik

Olimpiyat sporcularının ve ekiplerinin konaklaması için inşa edilen olimpiyat köyü de sürdürülebilir kaynaklı ahşap gibi düşük karbonlu yapı malzemeleri kullanılarak yapıldı. Organizatörler bu tercihin, ayrıntı vermeden geleneksel projeler olarak adlandırdıkları projelere kıyasla Olimpiyat Köyü'nün emisyonlarını %30 oranında azaltacağını iddia ediyor. Olimpiyat Köyü’nün enerjisi de çatılara ve köyün etrafına yerleştirilen güneş panellerinden elde edildi. Bu paneller sayesinde hem köyün elektrik ihtiyacı hem de sıcak su ihtiyacı karşılandı. Ayrıca, binanın soğutması da serin yeraltı sularının kullanılmasıyla oluşturulan klimasız bir sistemle sağlandı. Ancak oyunlar esnasında klimasızlık kararından, sporcuların ve antrenörlerinin tepkileri üzerine, geri adım atıldı. Organizatörler, 2500 klima ünitesi sipariş etmek zorunda kaldı. Bu inşaat tercihleri sayesinde Paris Olimpiyatları, 2012 Londra Olimpiyatları’nın inşaat kaynaklı emisyonlarının üçte biri kadar karbon emisyonuna sebep oldu ve bu alanda önemli bir başarıya imza attı.

 

Sporcuların, işçilerin ve seyircilerin organizasyon tarafından sağlanan öğünlerindeki sebze miktarı iki katına çıkartıldı ve öğünlerin %60’ı bitkisel bazlı malzemelerden üretildi. Kullanılan malzemelerin %80’i yerel üreticilerden temin edildi, bu sayede taşımadan kaynaklanacak emisyonlar önemli ölçüde azaltıldı. Bu önlemler sayesinde Paris Olimpiyatları bugüne kadarki en vegan olimpiyat oldu.

 

Peki sporcularından klimayı, etli yemekleri esirgeyen ve madalyalarını bile Eyfel Kulesi’nin tadilatından arta kalan metal tozlarıyla yapan, Seine Nehrini temizlemek için milyarlar harcayan, tüm operasyonunu yüzde yüz yenilenebilir enerjiyle gerçekleştirdiğini açıklayan Olimpiyat Komitesi, neden “greenwashing” iddialarının hedefi oldu?

2024 Paris Olimpiyat Oyunları Çevre İklim Sürdürülebilirlik

İlk olarak, komite vadettiği bazı şeyleri ya başaramadı ya da geri adım attı. Klimasız olacağı söylenen köye klima üniteleri sipariş edildi, geri dönüştürülmüş materyalden yapılan madalyalar iki haftada paslandı, Sen Nehri yeterince temizlenemediği için bazı ülkeler takımlarını oyunlardan çekti, triatlon müsabakaları defalarca ertelendi...

 

İkinci problem biraz daha çetrefilli. Bunu anlamak için gönüllü karbon piyasaları içerisindeki iki karbon telafi mekanizmasına göz atmak gerekiyor.


Karbon Kredileri ve Yenilenebilir Enerji Sertifikaları


Karbon kredisi, bir ton karbondioksit emisyonunun azaltılması veya ortadan kaldırılması karşılığında verilen ticari bir sertifikadır. Şirketler, emisyonlarını dengelemek için bu kredileri satın alabilirler. Paris Olimpiyatları da net sıfır hedeflerine ulaşmak ve Paris’te yarattığı kirliliği telafi etmek için dünyanın çeşitli yerlerinde 16 milyon dolar değerinde karbon kredisi satın aldı. Bu krediler, Carbon Market Watch (CMW) ve Earth Day gibi çevresel gözlemci örgütler tarafından yeterince şeffaf olmaması sebebiyle yoğun eleştirilerin hedefi oldu.


Bir karbon kredisinin gerçek anlamda bir ton karbondioksit emisyonunu telafi etmesi ve şeffaf olması için temelde üç şartı sağlaması gerekiyor. Birincisi ilaveselliktir, yani satın alınan karbon kredisi sayesinde gerçekleşecek emisyon azaltımının bu kredi satın alınmasaydı gerçekleşmeyecek olması gerekliliği. İkincisi kalıcılıktır, genellikle karbon tutma projelerinde aranan bu şart uzun vadeli emisyon azaltımlarının vaat edilen süre boyunca gerçekleşeceğinin denetlenmesidir. Örneğin bir ağaçlandırma projesine yatırım yapılmış ve bu sayede karbon kredisi elde edilmişse bu ormanın belirtilen sürede kesilmemeli ve bu sayede karbon tutma görevini yerine getirmeye devam edeceği garanti edilmelidir. Üçüncüsü ise doğrulanabilirliktir, düzenli bir izleme ve denetim mekanizması eksikliğinde projelerin emisyon azaltım potansiyellerinin abartılmasının önüne geçilemez buna bağlı olarak halihazırda o kadar karbon azaltımı sağlamayacak projelere fazlaca karbon kredisi tahsis edilebilir.

Bunların önüne geçmek için karbon kredileri; Gold Standard, VCS, Climate Action Reserve gibi birçok kuruluş tarafından denetlenip sertifikalandırılır. CMW ve Earth Day’in raporlarına göreyse Paris Olimpiyatları için satın alınan karbon kredilerinin bir kısmı bu sertifikalara sahip değil veya projelerin içeriği denetlenemiyor yani şeffaflıktan uzak. Bu yüzden de komitenin iddia ettiği azaltımı yapıp yapmadığını tespit etmek zorlaşıyor.

 

Diğer bir yandan komitenin gözümüzü yeşile boyamak için kullandığı tek gönüllü karbon piyasası enstrümanı karbon kredileri de değil. Bütün billboardlarda, haberlerde, olimpiyatın resmi internet sitesinde etkinlikler için %100 Fransa’da üretilen yenilenebilir enerjinin kullanıldığı belirtiliyor. %100 yenilenebilir enerji denince aklınıza enerji ihtiyacını karşılamak için olimpiyat yerleşkelerinin, stadyumların, olimpiyat köyünün etrafına veya Paris’in çeşitli yerlerine kurulan yeni güneş veya rüzgâr enerjisi altyapıları gelebilir. Bir kısmı gerçekten böyle, yeni stadyumların ve olimpiyat köyünün etrafındaki güneş enerjisi sistemlerinde olduğu gibi. Ancak kazın ayağı maalesef böyle değil.

 

Olimpiyat Komitesi, oyunlar boyunca kullandığı enerjinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan elde etmedi, bunun yerine Fransa’nın çeşitli yerlerinde üretilen yeşil enerji karşılığında “Yenilenebilir Enerji Sertifikaları” (RECs) satın almayı tercih etti. New Climate Institute, bu uygulamanın bu sertifikaların kullanıcılarının bildirdiği enerji emisyonlarının önemli ölçüde yanlış temsil edilmesine yol açabileceğini belirtti. Ayrıca satın alınan REC’lerin ilaveselliği de meçhul. Yani olimpiyat komitesi fosil yakıtlardan elde edilen enerjiyi kullanmaya devam edip halihazırda Fransa’nın başka yerlerinde üretilen yenilenebilir enerjinin parasını ödeyerek %100 yenilenebilir enerji kullandığını iddia ediyor. Durum böyle değilse bile kullandığı yenilenebilir enerji sertifikaları hakkında yeterince şeffaf davranmadığı için bunu doğrulamak zorlaşıyor.

 

Üçüncü ve en büyük problemse komitenin oyunlar boyunca en çok emisyona sebep olan izleyicilerin, atletlerin ve görevlililerin ulaşımından kaynaklanan Kapsam 3 emisyonlarını azaltmak için hiç harekete geçmemiş olması. Oyunların toplam emisyonunun yüzde 34’ünü temsil eden bu kalem için komite tarafından en ufak bir adım atılmadı. Komite, izleyici emisyonları hakkında soru soran basın mensuplarına “[Bu] tamamen bizim sorumluluğumuzda değil, insanların seçimleri ve buraya nasıl geldiklerini etkileyemeyiz” cevabını vermişti. Bu da komitenin bu emisyonları azaltmak için herhangi bir girişimde bulunmadığının bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Halbuki en azından kıta Avrupası’ndan gelecek yolcuları yüksek emisyonlu uçak yolculuklarındansa düşük emisyonlu tren yolculuklarına yönlendirmek için Avrupa’daki önde gelen demiryolu şirketleriyle anlaşmalar yapılabilir bu seyircilere indirimli biletler tanımlanabilirdi. Bu sayede ne idüğü belirsiz karbon kredilerinin yaratacağı azaltımdan daha etkili bir azaltım stratejisi güdülmüş olurdu.

2024 Paris Olimpiyat Oyunları Çevre İklim Sürdürülebilirlik

Son tahlilde, 2024 Paris Olimpiyatları'nın sürdürülebilirlik hedeflerinin başlangıçta gayet hırslı ve inovatif olsa da uygulamada yetersiz kaldığını itiraf etmek gerekiyor. Karbon kredileri ve yenilenebilir enerji sertifikalarının şeffaflığı sorgulanırken, en çok emisyona sebep olan kapsam 3 emisyonları görmezden gelindi.


Paris için artık çok geç! Ancak Olimpiyat organizatörleri sürdürülebilirlik felaketi olarak anılan olimpiyatları gerçek manada sürdürülebilir yapmak istiyorlarsa, oyunların boyutlarını küçültmeli, oyunların yapıldığı şehir sayısını sınırlamalı bu sayede her şehirde yeni yerleşkeler inşa etmenin emisyonundan kurtulmalı, gelen turist sayısını sınırlamalı, tedarik zincirlerini tamamen sürdürülebilir hale getirmeli ve organizasyon sürecinde gerçek bir hesap verebilirlik ve şeffaflık sağlamalıdır. Yani özü itibariyle sürdürülebilir olmayan bu organizasyonun işleyişini kökten değiştirmelidir. Aksi takdirde biz her geçen olimpiyatın yeşile bezenmiş sürdürülebilirlik hedeflerine bakıp “Olimpiyatın yeşiline bak, gözlerimin yaşına bak!” demek zorunda kalacağız.


Yazar: Serhat Onur Çobanbeyli

 

Son Eklenenler

49W küresel gündem, siyaset ve ekonomi konularında içerik üretir. Olayları bir sosyal bilimci titizliğiyle ele alırken, sunuşu her seviyeden muhatabın anlayacağı bir üslupla birleştirmeyi hedefler. Siz de ekibimizin bir parçası olmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İletişim: kirkdokuzw@gmail.com

49w-white-small-png.png

Takip Edin

  • Youtube
  • X
  • Instagram
  • Facebook

©2018-23 kırkdokuzw | Tüm Hakları Saklıdır

Site by Ali B. Bosca

bottom of page